Yeşilköy 1924 yılına kadar Ayastafanos (St.Stefano St.Etienne ) adını taşımıştır. Yeşilköy adı semte 1930’da, İstanbul’un idari yapısının yeniden düzenlenmesi sürecinde verilmiştir. 1924 yılında uzun yıllar burada oturmuş ünlü yazarımız Halit Ziya Uşaklıgil ‘in teklifi üzerine Yeşilköy olarak adı değişmiştir.
Türk edebiyatının tanınmış simalarından Halit Ziya Uşaklıgil’in uzun yıllar Yeşilköy’de oturduğu ve semtin bu adı almasında büyük rol oynadığı bilinmektedir. Yazar ‘’Kırk Yıl’’ adlı eserinde Yeşilköy’den etraflıca bahsetmiştir. Halit Ziya Uşaklıgil’in hayatında Yeşilköy’ün ayrı bir yeri vardır. Edebiyatımızın önde gelen isimlerinden olan Halit Ziya Uşaklıgil, daha önce oturduğu Büyükada’da tüm bir yılı geçirmek zorlaşınca, adanın yerini tutabilecek bir mekan arar.
O zamanki adıyla Ayastefanos olan Yeşilköy’de bir arkadaşının evine gittiğinde buradan çok etkilenir ve burada kalmaya karar verir. Adadan ayrılmanın acısını Yeşilköy’e, buradaki evine, en çok da bahçesinin hülyalarına dalarak hafifletmeye çalışır. Burada bulunan bazı dostlarının arasında tamamıyla mizacına uygun, sessiz ve temiz bir hayat yaşama imkanı bulur. En fazla mutlu olduğu şey ise, çocukluk yıllarının en alışılmış eğlencesi olan bahçe işleriyle uğraşmaktır.
Bugün günümüzde sayıları ve ziyaretçileri oldukça fazla olan ve halk arasında “Sosyete Pazarı” ve “Halk Pazarı” olarak bilinen pazarlardan Yeşilköy pazarındayız. Eğer ki yolunuz düşerse gezip görebileceğiniz en güzel pazarlardan bir tanesi. İstanbul’ da sosyete pazarı deyince burayı bilmeyen yoktur; Çarşamba günleri Florya yolu üzerine kurulur.
Bugün bir hayli kalabalıktı. İnsanlar, çocuklar koşuşturup duruyordu ilgilendikleri yerlere doğru. Rengarenk taze taze sebzeler, meyveler, giysiler ne ararsanız hepsi burada. Pazarcıların müşteri çağırmak için farklı farklı sesler çıkardığı, seslerini kalınlaştırıp incelttiğini söylemeden geçemem; dikkatini o sese vermekten alamıyorsun kendini.. İstanbul’da Marmara’nın küçük dünyasıdır burası. Çarşının insanı ya bu memleketten ya da farklı topraklardan gelmektedir. Ünü bilinen yöresel peynirler, baharatlar, İstanbul’un ve diğer illerinden gelen yiyecekler, bütün ürünler buralara ve diğer memleketlere özgüdür. İstanbul’a diğer illerden, ülkelerden gelen bayanların uğradığı en işlek pazardır.
Adından da olduğu gibi Yeşilköy, Florya, Bakırköy ve diğer ilçelerden gelen sosyetik tipli sarışın , esmer bayanların buralara çok geldiklerini görmekteyim. Çantalar, şallar, kıyafetler, takılar bayanların adeta odak noktası gibi… Renk renk, çeşit çeşit üstlerden sallanan kıyafetler bayanların en yoğunlaştığı yerdir. Giyim tezgahları, bluzlar, tişörtler, pantolonlar her insanın önünden geçerken istemsiz de olsa gözüne çarpan en işlek yerlerdendir. Buralara bakmamak mümkün değil adeta kıyafetlerin büyüsüne kapılıp gidiyorsunuz.
Ak saçlı, kirli sakallı, 45 yaşında işinin başından ayrılmayan o kadar kalabalıkla mücadele eden giyim tezgah sahibi Ali abimizin yanına uğradık. Ondan hayat hikayesini dinledik;
İstanbul’a köyümden 25 yıl önce geldim, aslında buralara hala alışamadım şehrin gürültüsü, havası yaramadı bana. Fakat gelmek zorundaydık işte. Üniversite okumak istedim fakat okuyamadım ailemin maddi gücü yoktu. Bizde aile mesleği olan pazarcılığı seçtim. Böyle işlere yabancı değilim çünkü alışmıştım bir kere.
‘’ Neden giyim üzerine satış yapıyorsunuz peki?’’
-Aslında pek çok iş denedik meyve, sebze gibi fakat tekstil ürünlerinin bizim için daha karlı olacağını düşündük ve doğru da düşünmüşüz..
Bu senenin modası olan her gencin gözdesi olan yırtık kot pantolonlar hakkında birazcık konuştuk. Bize yırtık kot pantolonlarının genellikle 18-45 yaş aralığının giyindiğini ve düz pantolonlara göre daha çok satıldığını söyledi.
‘’Günde kaç tane satıyorsunuz peki ? ‘’
-Bize överek anlattı ali abimiz fakat sandığımız kadar iç açıcı değilmiş rakamlar günde en fazla 15-20 civarı satılıyormuş.
‘’ Ailenizden çocuklarınız, eşiniz giyiniyor mu?’’
-Kendi eşimde ben istemesem bile giyiniyor çocuklarımı söylemiyorum bile. Kendim giyinmiyorum. Benim yaşımdaki bir adamın giyinmesi doğru olur mu hiç ?
Pantolonların defolu olmadığı, özel olarak yırtıldığını söyledi.
‘’ Yırtık pantolonların çıktığı zaman bu kadar moda olacağını düşündünüz mü ? ‘’
-Evet düşündüm. Çünkü bizim milletimiz değişik şeyler denemeyi ve giyinmeyi seviyor.
‘’ Kızlar mı daha fazla tercih ediyor yoksa erkekler mi? Gözlemlediğim gibi modanın sadece erkeklerin bazılarına uygun olduğunu gördük’’ bize sadece bayanların bu moda akımına daha sıcak yaklaştığını söyledi.
‘’Peki sadece markalı ürünleri mi tercih ediyorsunuz yoksa Türkiye’de üretilen ürünleri mi?’’
-Bazıları Türkiye ‘de üretiliyor bazıları da ihraç fazlası ürünler.’’
Bugün pazarı gezdim, dolaştım kalabalığın arasında kayboldum gittim. Ama gezerken gerçekten çok zevk aldığımı söylemeden geçemem. Birkaç pazar daha gezdim ama böylesi kaliteli ürünlerin satıldığını görmedim.