Ege İnci’nin Yazar Halil Canda İle Röportajı
1.Kısaca kendinizi anlatır mısınız?
1977 Hatay doğumluyum.Marmaris’te serbest avukatlık yapıyorum.Yayımlanmış iki kitabım var.Semerkand’da Aşk (roman)ve Kıyı Hikayeleri (öykü) .Bitirdiğim ve yayımlanma aşamasında olan iki romanım daha var.
2.Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?
2002 yılında yerel gazeteler için makeleler yazmaya başladım.Edebiyat anlamında yazarlık tutkusu 2008 yılından beri sürüyor.
3. Yazmanızda en büyük etken nedir?
Yazmamda en büyük etken okumamdır.Özellikle klasik eserleri okurum. Okudukça onlara özenme ,onlar gibi ölümsüz olabilme düşüncesi, dünyaya ,insanlara güzel şeyler bırakabilme düşüncesi yazarlığım üzerinde etken oldu. Homeros ,İlyada ve Odisey’i binlerce yıl önce kaleme aldı.Biz Homeros’u hala büyükbir ozan olarak anıyoruz.Peki o zamandan kalan kaç tane kralı hatırlıyoruz?
Söyleyecek çok şeyim vardı. Hissettiğim,içimde fırtınalar koparan yığınla şey.İnsan beyni saklama kapasitesi yüksek bilgisayarlara benziyor. Ben de yazmaya başladım.Hayal edebildiğiniz herşey gerçektir demiş Pablo Picasso. Yaşadıklarımı,yaşamadıklarımı,aklımdan geçenleri,hayal edebildiklerimi yazdım.Düşünsenize bir roman yazıyorsunuz.O romandakilerin kaderini siz tayin ediyorsunuz. Nerede doğacağını,nerede öleceğini insanın ayağının nerede taşa takılacağını, sonun mutlu ya da mutsuz olmasını .Gerçek hayatta olmasını istediklerimizi tayin edebilme gücü.Ne büyük bir kudret değil mi? Tabiki bu söylediklerim kurgu romanlar,hikayeler yazanlar için.
4. Yazarken çektiğiniz en büyük zorluk nedir peki?
Vakit bulmakta zorlanıyorum.Yaptığım meslek zaten çok ağır bir sorumluluk yüklüyor omuzlarıma . Bunun yanı sıra biraz tarımla uğraşıyorum, biraz müzikle biraz ailemle ilgileniyorum. Kitap okuyorum derken yazmaya zaman kalmıyor. Zamanım kalsa mecalim kalmıyor.Bir de bu kadar emek harcayıp,çıkardığınız eserlerin geniş kitlelere ulaşamaması, edebiyat dünyasının da her sektör gibi paraya,kapitalizme yenik düşmesi insanı üzüyor.İnsan kimi zaman ‘’yazsam ne olacak’’ duygusuna kapılıyor.
Unutmamak gerekir.Büyük eserler ,içinden çıkılması zor zamanlarda,sıkıntılar içinde yazılmıştır.Büyük yazarlar umutsuzluk duvarını yıkıp gelebilenlerdir.
5. Kitabınız daha çok hangi yaş gruplarında ilgi çekiyor?
Aslında yaş grubundan çok insanların neye ilgi gösterdikleri daha önemli. Mesela farklı yerlerde geçen hikayeler ,romanlar okumak ,gezip görme isteği fazla olan insanların daha çok ilgisini çekiyor. Kimisi tarihe meraklı oluyor kimisi mistisizme ,bazıları psikolojiye.
Benim kitaplarım masalsı ve bir o kadar gerçekçi karakterlerin yaşadığı kitaplar.
6. Yazarken ilham aldığınız şey nedir? Bir kişi olabilir bir nesne olabilir. O ilham periniz size ne olunca geliyor?
İnsan ,gözü önünde bir ufuk görebilirse dimağı da açılıyor.Bitimsiz bir manzara bana ilham verir hep.Bu bir deniz kenarı olabilir,gökyüzü olabilir,bir uçurumun kıyısında duran bir keçi olabilir.
Bir noktaya baktığımı sanır beni gören.Oysa ben bile bilmiyorum ne hülyalara daldığımı, hangi denizlerde yüzdüğümü.
7. Beğendiğiniz ve kitaplarını okuduğunuz bir yazar var mı?
Elbette var.Zaten yazmanın ilk şartı okumaktır.Okumadan yazamazsınız.Ben Dostoyevski’nin önünde hep saygıyla eğilirim. Viktor Hugo’nun önünde,Tolstoy’un önünde.,Gorki’nin önünde.
Düşünsenize bu insanlar belki üç yüzyıl önce yazmışlar bu eserleri.Bilgisayardan geçtim tükenme kalem bile yok.Mum ışığı var.Kağıt kıt.
Bir de Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatov bir de Gabriel Garcia MArquez’i ve Amin Maluf’u çok severim. Tabi daha ismini saymadığım onlarca yazar var.
8. Peki yazarlarla görüşme imkânınız oldu mu? Bir araya geldiniz mi hiç?
Birkaç yazar arkadaşımla ara sıra haberleşiyoruz. Birbirimize yazdıklarımızdan örnekler gönderiyoruz.Ama ben Yaşar Kemal’le tanışmayı,onunla bir iki saat sohbet etmeyi çok isterdim.
9. Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?
Konular beni seçiyor galiba. Bir yerden başlıyor herşey.Belki bilinçaltı belki kader kısmet.Konu konuyu açıyor.Geldiğiniz yer başlangıçtaki düşüncenizden çok farklı oluyor her zaman.
10. Peki son olarak Buradan okurlarınıza seslenmek isteseniz ne derdiniz?
Ben kitap fuarlarına okur olarak katıldığımda ,kitabını imzalayan bir yazar görürsem bir kitap imzalatmak isterim. Yazara ilgi göstermek isterim.Bu sizin,o yazara verdiğiniz bir eldir.Küçümsenemeyecek bir destektir.İnsan bir menemen yapsa ‘’eline sağlık’’ denmesini bekler. İçimizden büyük yazarlar,dünyayı etkileyecek insanlar çıkmasını istiyorsak birbirimize değer verelim. Bizde ne çok cevherler var. O cevherleri ortaya çıkarmak toplumun görevidir. Bugün İngiltere denince Shakespeare aklımıza geliyor,Rusya denince Putin’den çok Dostoyevski anılıyor .O milletleri dünyaya lider yapan sadece teknolojileri topları tüfekleri değil bu kültürel değerleridir.